Enerjisa Kararı Uyarınca Avukat Müvekkil Yazışmalarının Gizliliği Değerlendirmesi

Rekabet Kurulu (Kurul) tarafından 16-42/686-314 sayılı ve 06.12.2016 tarihli Enerjisa kararında ‘yerinde incelemede alınan belgelerin bir kısmının avukat-müvekkil yazışmalarının gizliliği ilkesi kapsamında olduğu iddiası’ ele alınmıştır.

Kurul, yerinde inceleme yaptığı sırada, gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi teşebbüsten Rekabet Kanunu uyarınca talep edebilir. Bu durumda, istenilen belgelerin avukat ile müvekkil arasındaki gizli yazışmaya tabii evrakların da talep edilebilmesi söz konusu olabilir. Nitekim, Enerjisa Enerji A.Ş.kararında da, teşbbüs bir takım evrakların avukat-müvekkil gizliliğine tabii olduğu iddiası ile geri talep etmiştir. Fakat kurul verdiği kararda; ‘Gizlilik İlkesi (Legal Professional Privilege) uyarınca, müvekkili ile arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmayan bağımsız avukat ile müvekkil arasında, müvekkilin savunma hakkının kullanılması amacıyla yapılan yazışmalar mesleki ilişkiye ait kabul edilir ve korumadan yararlanır. Bu koruma, bağımsız avukat ile savunma hakkının kullanılması amacıyla yapılan yazışmalar ile bağımsız avukattan hukuki danışmanlık alınmasına yönelik olarak hazırlanan evrakı kapsar. Buna karşılık, savunma hakkının kullanımıyla doğrudan ilgisi bulunmayan, herhangi bir ihlale yardım etmek veya devam eden ya da ileride işlenecek bir ihlali gizlemek amacıyla yapılan yazışmalar, önaraştırma, soruşturma veya inceleme konusuyla ilgili olsa bile korumadan yararlanamaz.’ demek suretiyle, Enerjisa’nın talebini reddetmiştir.

Yine, Kurul’un almış olduğu, 09-46/1154-290 karar sayılı ve 13.10.2009 tarihli CNR kararında aşağıdaki ifadeler yer almaktadır:
‘Örneğin delillerin karartılmasına veya ihlalin Rekabet Kurulu’ndan gizli olarak nasıl devam ettirilebileceğine ilişkin yazışmaların da soruşturma konusu ile ilgili olduklarından imtiyazdan yararlandırılması gerekirdi ki, böyle bir sonucun gerek AB gerekse ABD uygulamaları çerçevesinde ortaya çıkması söz konusu değildir. Sadece rekabet hukuku bakımından değil, genel olarak konusu yasaların ve/veya kuralların ne şekilde çiğnenebileceğine dair avukat ile müvekkil arasında gerçekleştirilen yazışmaların hiçbir hukuk düzeninde koruma görmeyeceği tabiidir. Nitekim soruşturma konusu bakımından e-posta mesajlarının içeriği incelendiğinde bu savunmanın gerçeği yansıtmadığı açıkça anlaşılmıştır. Bilakis, söz konusu yazışmalar, rekabet hukukunca tecviz olunamayacak bir eyleme devam edilebilmesi maksadına ve maddi hakikatin Kurul’un dikkatinden kaçırılmasına matuf mahiyette görülmektedir.’

Kurul’un vermiş olduğu örnek kararlardan hareketle, avukat ile müvekkil yazılmalarının gizlilik kapsamında değerlendirilmesi için;
1. Avukat ile müvekkil arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmaması gerektiği, bağımsız avukatlar tarafından yapılması gerektiği
2. Müvekkilin savunma hakkının kullanılması amacıyla yapılması gerektiği
açık bir şekilde ifade edilmiştir. Şu halde bu iki şartı taşımayan belgelerin gizlilik kapsamında değerlendirilemeyeceği ortaya çıkmaktadır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın