Rekabet Kurulu’nun 8.5.2014 tarih ve 14-17 sayılı toplantısında mevcut sektör incelemesinin başlatılmasına karar verilmiştir. Haziran 2016 yılında sona eren çalışma ile, firma ve müşteri bazındaki mikro verilerden yola çıkılarak birçok farklı kırılımda, sektördeki pazar yapısı ve firma davranışlarının uzun dönemli ve bütüncül görünümünü ortaya koyacak bir rekabet analizinin yapılması amaçlanmıştır. Mevcut sektör raporunun çimento sektöründeki rekabetçi yapının korunması ve sürdürülmesi açısından gerekli olan unsurların bütüncül bir bakış açısı ile tartışmaya açılmasına ve ilerleyen dönemlerde bu yönde yapıcı adımların atılmasına zemin hazırlaması beklenmektedir.
Sektör incelemesinde Türkiye gri çimento sektörünün pazar yapısı ve sektördeki oyuncuların piyasa davranışları kapsayıcı bir rekabet analizi çerçevesinde incelenmeye çalışılmıştır. Öncelikle çimento ürünü ve sektör hakkında genel bilgiler verilmiş, sektörün rekabetçi dinamikleri değerlendirilmiştir. Bu kapsamda çimento ürünün belirli bölgesel hinterlandlar oluşturduğu, ekonomik ve yasal boyutlarıyla sektöre girişin kolay olmadığı tespitlerine yer verilmiştir. Geçmiş yıllarda yapılan çok sayıda başvuru ve başlatılan incelemeler dikkate alınarak, sektörün, Kurul mesaisinin önemli bir bölümünü meşgul ettiği görülmüştür. Özellikle son 5 yıl içinde artan başvuru ve incelemelerin etkisiyle uygulamaya konulan idari yaptırımlar da artmıştır. Söz konusu tablo, mevcut sektör incelemesinin başlatılmasını ve konunun geniş bir perspektiften ele alınmasını gerektirmiştir. Bu bakımdan sektör hakkında birçok alt kırılımda detaylı istatistiksel analiz ve tespitler yapılmış; sektörün ve sektördeki temel rekabet göstergelerinin ülke genelindeki durumuna dair sayısal incelemelerde bulunulmuştur. Daha sonra bu görünümün ve koşulların şehir/teşebbüs/ürün ve müşteri kırılımlarında ne derece farklılaştığı, bir başka ifadeyle sektördeki pazar yapısının, teşebbüs davranışlarının ve rekabetçi koşulların genel düzeyde bu kırılımlarda ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun devamında, sektördeki fiyat hareketlerinin maliyet ve talep değişimleri ile ilişkisi uzun ve kısa dönem perspektifi çerçevesinde incelenmiştir. Daha sonra sektördeki oyuncuların fiyatlama kararlarının hangi tür ekonomik davranış türüne daha yakın olduğu konusu analiz edilmiştir. Bu alt bölümde firmaların hangi şehirlerde ve yıllarda ne ölçüde birlikte kâr maksimizasyonu yapmış olabilecekleri değerlendirilmiştir. Son olarak, sektördeki oyuncuların üretim etkinlikleri ölçülmüş ve bu etkinlik seviyeleri ile fiyat seviyeleri karşılaştırılmıştır. Bu alt bölümdeki analizlerle sektörün ne kadarlık bir bölümünün rekabetçi piyasadan beklenen fiyat-etkinlik ilişkisine uygun davrandığı ve ne kadarının bu ilişkinin dışında bir görünüm sergilediği değerlendirilmiştir. Sektörün yapısını ve oyuncuların piyasa davranışlarını anlamaya yönelik olarak hazırlanan betimsel istatistik analizinde ulaşılan sonuçlar özetle aşağıdaki gibidir:
- Çimento ürünlerinin arz ve talep dengesinde mevsimsellik söz konusudur. Satışlarda kış aylarında düşüş yaşanırken yaz aylarında belirgin şekilde artış görülmektedir. Sektördeki satışlar konjonktürle aynı doğrultuda hareket eden bir yapı (procyclical) sergilemektedir.
- İncelenen dönemde, 2012’de yaşanan daralma hariç, sektörün büyüme hızı ekonominin büyüme hızının üzerinde gerçekleşmiştir. Fiyatlar, 2013 yılının başında yaşanan fiyat düşüşü hariç olmak üzere, enflasyonun üzerinde artış göstermiştir. Fiyatlar genel düzeyde çimento satışları (talep), mevsimsellik ve arz fazlası ile doğrudan bağlantılı olarak hareket etmemektedir.
- Şehir kırılımında satış, üretim, teşebbüs davranışları, yoğunlaşma bakımından yapılan incelemeye göre; rekabet koşulları şehir bazında oldukça farklılık arz etmektedir. Bu farklılıklar yıllar itibarıyla belirgin şekilde değişmemektedir.
- Hem satış yapılan şehirlerin hem de o şehre satış yapan teşebbüslerin işlem hacimleri dağılımları arasında belirgin farklılıklar vardır. Ülke genelindeki satışların yaklaşık %25’i neredeyse sadece 3 şehre, %50’si ise yaklaşık 13 şehre yapılmaktadır.
- İncelenen dönemde Türkiye’deki üretimin 50-53 şehirde yapılıyor olmasına rağmen, toplam üretimin %20’si sadece 3 şehirde, %50’si ise sadece 10 şehirde gerçekleşmektedir.
- Bir şehrin üretim ve kullanım yönünden potansiyeli, bir başka ifadeyle kendine yeterliliği karşılaştırıldığında, yaklaşık 40 şehirde üretim fazlalığı bulunmaktadır. Üretim fazlalığı 20 kata kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle üretim merkezi seçiminin doğrudan o merkezin talebine göre şekillendiği söylenemez.
- Şehirlerdeki çimento kullanımının ortalamada %50’sinden biraz fazlası aynı şehirde kurulu terminallerden sağlanmaktadır. Terminaller ortalamada üretimlerinin %50’sinden biraz fazlasını diğer şehirlere ihraç etmektedir. Ancak bu oranlar şehre ve ürün türüne göre farklılık göstermektedir.
- Şehirlerin tamamına yakınında genellikle bir şehre 4-5 teşebbüs satış yapmaktadır. Ancak bu çoklu satışların büyük bir kısmı farklı tarihlerde yapılmakta olup aynı tarihte yapılan çoklu satışlar ise sıklıkla 2 teşebbüs tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu durum ürün türüne göre farklılık arz etmektedir.
- Şehirlerdeki yoğunlaşma, teşebbüs sayısı karşılaştırıldığında, teşebbüslerin ülke çapındaki pazar paylarının ve yoğunlaşmanın göreli düşük olduğu görülmektedir. Ancak, teşebbüslerin pazar payları ve yoğunlaşma düzeyi şehirler arasında belirgin şekilde farklılaşmaktadır. Ayrıca, yoğunlaşma düzeyi düştükçe fiyatların da düşmesi gibi rekabetçi piyasalardan beklenen bir bulguya rastlanmamaktadır. Benzer şekilde, teşebbüs sayısı arttıkça fiyatların düşmesi gibi bir gözlem de yapılamamıştır.
- Teşebbüs düzeyinde yapılan yoğunlaşma ve pazar pazar payı analizine göre, teşebbüslerin ülke genelindeki ve şehirler seviyesindeki konumları farklı bir görünüm sergilemektedir.
- Teşebbüslerin ülke genelindeki satış pazar paylarında simetri gözükmemektedir. Pazarın yaklaşık %50’sine ilk 5 teşebbüs hâkimdir. Tek başına yüksek pazar gücüne sahip bir teşebbüs göze çarpmamaktadır. Pazar paylarında 2014’e doğru bir yakınsama görülmektedir. Teşebbüslerin şehir bazındaki payları değişkenlik göstermektedir.
- Üretim açısından da benzer biri durum söz konusudur. İlk 5 teşebbüs pazardaki üretimin %50-%60’ını gerçekleştirmektedir. Şehir bağlamında ise her şehirde tek bir teşebbüsün baskın varlığı görülmektedir.
- Teşebbüslerin tamamı birden fazla şehre satış yapmaktadır. Teşebbüslerin satış yaptıkları şehir sayısı genellikle 10-20 arasındadır. Bu tespit dökme ve torbalı çimento türleri için farklılaşabilmekle beraber yıllar itibarıyla değişmemektedir.
- Teşebbüslerin satışlarının tamamına yakını grup dışı müşterilere yapılmaktadır.
- Aynı teşebbüse bağlı firmaların kendi arasındaki rekabet etme/etmeme koşulları incelendiğinde, bazı teşebbüslerin birden çok satış terminaline sahip olsalar bile şehirlere satışlarının tek terminalden yaptıkları, ancak iki veya daha fazla terminalinin aynı şehre ve müşteriye satışının da bulunduğu belirlenmiştir. Teşebbüslerin genelinin grup içi rekabet anlamında bir şehir/müşteri paylaşımı içinde oldukları söylenebilir.
- Ürün kırılımında yapılan analizler çerçevesinde dökme çimentonun torbalı çimentodan daha fazla miktarda satıldığı görülmektedir.
- Çimento satışlarının her yıl için en az %60’ı dökme CEM I 42,5 ve CEM II 42,5 tanımlı ürünlerden gerçekleşmektedir. Bu durum neredeyse bütün şehirler ve teşebbüsler için geçerlidir.
- Ancak hem teşebbüslerin hem de şehirlerin ürün yelpazesinde farklılaşmalar da görülebilmektedir. Teşebbüslerin ve şehirlerin bir kısmında bu ürünlere yoğunlaşma gözlenirken diğerlerinde ise bu yönde bir baskınlık gözlenmemektedir.
- Dökme çimentonun fiyatı torbalı çimentoya göre daha yüksek seyretmektedir.
- Torbalı çimento için farklılaştırılmış ürünlerin fiyat hareketleri birbirine oldukça yakın düzeyde seyretmektedir. Dökme çimento içindeki farklılaştırılmış ürünler için bu durum söz konusu değildir. Dökme çimento ürünlerinin fiyatlarının zıt yönde seyrettikleri durumlar dahi gözlenmektedir.
- Müşteri türü ve müşterilerin alım davranışlarına dair incelemelerde özet olarak, bayi, endüstriyel, müteahhit, hazır beton tesisi vb. gruplara ayrılan müşterilerin alımlarında ve teşebbüslerin bu müşteri türlerine satışlarında farklılıklar gözlenmektedir.
- Dökme çimentonun müşteri kitlesini daha çok hazır beton tesisleri oluştururken, torbalı çimento daha çok bayiler aracılığıyla satılmaktadır.
- Bayiler, teşebbüslerin müşteri kitlesi içerisinde oldukça geniş bir yer kaplamaktadır. Ancak birkaç teşebbüs için hazır beton tesislerinin müşteri sıralamasında ilk sırada yer aldığı görülmektedir.
- Tüm müşteri türleri ağırlıklı olarak dökme CEM I 42,5 ve CEM II 42,5 ürünlerini tercih etmektedir. Ancak bazı müşteri türlerinin ürün alım yelpazesi daha geniş olabilmektedir.
- Kamu, sivil toplum kuruluşu ve rakip hazır beton tesisi gibi müşteri türlerine diğer türlere oranla farklı ve/veya daha yüksek fiyatlarla satış yapılmaktadır.
- Müşterilerin büyük bir kısmı tek bir firmadan alım yapmaktadır. Bu durum torbalı çimento için daha belirgindir.
- Müşterilerin ürün alım çeşitliliğinin 12’ye çıktığı ender durumlar gözlense bile müşterilerin yarısına yakını sadece tek bir ürün kullanmaktadır.
Yukarıda yer verilen tespitlerde pazarın yapısı, firma davranışları ve ilgili rekabet göstergeleri şehir, müşteri ve ürün bazında farklılık arz etmektedir. Diğer yandan şehir, müşteri ve ürün kırılımında farklılık gösteren tespitler yıllar içinde durağan kalmaktadır. Bu çerçevede çimento sektörünün incelenen birçok detaylı analiz konusu bakımından durağan bir pazar yapısına sahip olduğu söylenebilir.
Çimento sektöründeki oyuncuların davranışlarının analizi ise üç ayrı çalışmada daha incelenmiştir. İlk çalışmada; çimento fiyatlarının maliyet değişimleri ve talep değişimleri ile olan kısa ve uzun dönemli ilişkileri ekonometrik yöntemler çerçevesinde analiz edilmiştir. Bu analizin temel sonuçları şu şekildedir:
- Şehir bazında fiyat-maliyet regresyonlarına göre, hesaplara dâhil edilen 72 şehirden sadece 13’ünde fiyat ve maliyet arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki teknik olarak fiyat ve maliyetlerin uzun dönemde belli bir dengede olduğu anlamına gelmektedir. Diğer şehirlerde ise bu yönde bir ilişki gözlenmemiştir.
- Geçmiş dönem fiyat değişimi cari dönem fiyat değişimini her şehirde etkileyebilmiş değildir. Etkilediği şehirlerde ise genellikle geçmiş dönemdeki fiyat artışları/azalışları cari dönemdeki fiyat artışları/azalışlarının oranını artırmıştır.
- Fiyatlarla maliyetler arasında sıkı bir bağ gözlenememiştir. Cari dönemdeki fiyat değişimi aynı dönemdeki maliyet değişimlerinden ender olarak ve çok düşük düzeyde etkilenmektedir. Geçmiş dönem maliyetleri ise yine cari dönem fiyatını etkileme konusunda birçok şehir için yetersiz kalmış, bazı şehirler için ise beklenenin aksine negatif düzeyde oluşmuştur.
Fiyat-maliyet ilişkisi analizini takiben, şehir bazında çimento fiyatlarının talep değişimleri ile olan kısa ve uzun dönemli ilişkileri benzer ekonometrik yöntemler çerçevesinde analiz edilmiştir. Bu analizin temel sonuçları şu şekildedir:
- Sadece iki şehirde fiyatlar ile talep değişimleri uzun dönemde belli bir dengede seyretmektedir. Bu şehirlerden birinde ise cari dönemdeki talep değişimleri fiyatları negatif yönde etkilemektedir. Önceki dönemdeki talep değişimlerinin fiyatlara etkisi bulunmamaktadır.
- Bu iki şehir dışındaki diğer şehirlerde talep ve fiyat arasında uzun dönemli denge ilişkisi bulunamamıştır. Kısa dönem etkiler incelendiğinde; test edilen 68 şehrin 51’inde cari dönem değeri veya herhangi bir gecikmeli değer bakımından talebin fiyat üzerinde etkisi bulunamamıştır. Önemli tüketim bölgelerinde güncel ve geçmiş talep değişimlerinin fiyatlar üzerinde etkisi tespit edilememiştir.
- Geriye kalan sadece 17 şehirde ise talebin fiyat üzerindeki etkisi farklı derecelerde gecikmelerle gözlenmektedir.
Firma davranışlarının analiz edildiği bölümde ise 2010-2014 yılları arasındaki 5 yıl ve 81 şehir için hesaplanan 404 simülasyon çerçevesinde, çimento sektöründeki üretim ve satış birimlerinin oligopolistik rekabet (Bertrand oyunu) ve kısmi ya da tam birlikte kâr maksimizasyonu davranışları göstermeleri durumunda ortaya çıkabilecek fiyatları hesaplanmıştır. Halihazırda sadece bir tek birimin faaliyette bulunduğu gözlemler için ise tekelci davranış biçimi simülasyonlara dâhil edilmiştir. Simülasyonlar sonucu elde edilen fiyatlar ile ilgili şehir/yılda gerçekte gözlenen ortalama fiyatlar karşılaştırılmış ve gerçeğe en yakın davranış biçimleri tespit edilmiştir. Gerçeğe en yakın senaryoların simülasyon performansları, hesaplanan fiyatlar ile gerçek fiyatlar arasındaki yakınlık oranları dikkate alınarak üç kategoride değerlendirilmiştir (%5 veya daha düşük, %5-%10 arası ve %10-%15 arası). Bu analizin ana sonuçları şu şekildedir:
- 404 gözlem noktasının 277’sinde gerçeğe en yakın senaryoların hesaplanan fiyatları ile gözlenen fiyatlar arasındaki fark %15 veya daha düşük olarak ortaya çıkmıştır.
- Bu 277 gözlemin 234’ünde birlikte kâr maksimizasyonu davranışı, gözlenen fiyatlara ortalamada %15 veya daha düşük yakınlıkta sonuçlar ortaya koymaktadır.
- Daha düşük yakınlık seviyeleri de dikkate alındığında çimento sektöründe kısmi ya da tam katılımlı birlikte fiyatlama davranışının önemli ölçüde gerçekte gözlenen fiyatlara yakın sonuçlar ürettiği görülmektedir.
- Bu bulgular ışığında incelenen şehir ve yıllar bakımından sektördeki yaygın davranış biçiminin birlikte kâr maksimizasyonu davranışı olduğu söylenebilir.
- Dolayısıyla çimento sektöründe son yıllarda gözlenen fiyat seviyeleri, bazı gözlem noktaları hariç olmak üzere, genelinde oligopolistik rekabetten beklenen fiyat seviyelerinden yukarıda belirlenmektedir.
Sektör araştırmasında firma davranışları hakkında yapılan son çalışma ise çimento tesislerinin üretim etkinliği seviyelerinin ölçülmesidir. 2010-2014 yılları arasındaki yıllık gözlemlerle 62 tesis için hesaplanan etkinlik dereceleri fiyatlar ile karşılaştırılarak sektörde rekabetten beklenen etkinlik-fiyatlama ilişkisinin varlığı Veri Zarflama Yöntemi ile analiz edilmiştir. Bu yönteme göre etkinlik dereceleri sıfır ile bir arasında bir değer almaktadır. Bir değeri en etkin tesisi ifade etmektedir. Karar birimlerinin etkinlik derecesi sıfıra doğru azalmaktadır. Bu analiz hem Cem I 42,5 ürünü hem de tüm gri çimento ürünlerinin toplamı için tekrarlanmıştır. Bu çalışmanın temel sonuçları şu şekildedir:
- Analiz döneminde firmaların Cem I 42,5 ürünü için etkinlik skoru (E1) değeri ortalama 0,73, tüm gri çimento için ise ortalama 0,71’tir (E2). Dolayısıyla gözlem kümesindeki en iyi performanslar dikkate alındığında, bu performanslara kıyasla sektör genel olarak ortalamada yaklaşık %70 etkinlikle faaliyet göstermektedir. Bir başka deyişle sektörün, üretilen çıktıda artış ve/veya kullanılan girdi bileşiminde azalış yoluyla %30 civarında bir etkinlik artışı potansiyeli bulunmaktadır.
- E1 ve E2 skorları bir arada değerlendirildiğinde, sektör genelinde en yüksek ortalama etkinlik sırasıyla 0,75 ve 0,74 değerleriyle 2010 yılı, en düşük etkinlik ise yine sırasıyla 0,69 ve 0,70 ile 2011 yılı için ölçülmüştür.
- Etkinlik skorları ile fiyatlar arasında yine negatif yönlü bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
- CEM I 42,5 ürünü için yapılan analizde 2010-2014 yılları arasındaki toplam 265 gözlemin 52’sinin etkinlik dereceleri görece düşük olmalarına rağmen görece düşük fiyatlar sunmaktadır. Bu firmaların yüksek maliyetlere rağmen ortalamaya göre düşük fiyatlama yaptıkları görülmektedir.
- CEM I 42,5 ürünü için yapılan analizde 2010-2014 yılları arasındaki toplam 265 gözlemin 78’inde karar birimlerinin etkinlik skorlarının görece düşük olduğu (böylelikle ortalama değişken maliyetleri genellikle yüksek olduğu) ve ortalamaya göre daha yüksek bir fiyatlandırma yaptıkları görülmektedir. Tüm gri çimento ürünleri için yapılan analizde ise toplam 303 gözlemin 107’si bu durumdadır.
- CEM I 42,5 ürünü için toplam 265 gözlemin 90’ı; toplam gri çimento ürünleri için ise toplam 303 gözlemin 92’si ise, ortalamaya göre daha etkin olan firmaların, görece düşük fiyatlar uyguladıkları tespit edilmiştir.
- Geriye kalan gözlemlerdeki firmaların etkinlik ve fiyat ilişkisi rekabetçi piyasa yapısında gözlenmeyecek bir görünüm sunmaktadır. Bu firmaların etkinlik skorları ortalamanın üzerinde olmasına rağmen fiyat seviyeleri ortalamaya göre yüksek kalmaktadır. Bu firmalar görece etkin olmalarına rağmen bu etkinliklerini fiyatlara yansıtmamaktadır. CEM I 42,5 ürünü için toplam 265 gözlemin 45’i; toplam gri çimento ürünleri için ise toplam 303 gözlemin 48’si bu durumdadır.
Yukarıda özetlenen analiz sonuçları, Rekabet Kurulunun geçmiş yıllarda aldığı kararlarında işaret edilen rekabet sorunlarının varlığını ortaya koymaktadır. Ancak daha önce de ifade edildiği üzere, söz konusu yapının şikayet dilekçelerinde ifade edilen rekabet ihlali iddialarından mı, yoksa firmaların oligopolistik bağımlılık bağlamındaki rasyonel tercihlerinden mi kaynaklandığının tespiti mevcut çalışmanın kapsamını aşmaktadır.
Sorunların başında şikayet dilekçelerinde sıklıkla dile getirilen yüksek fiyat artışları ve bölge paylaşımı iddiaları yer almaktadır. Fiyat artışı iddiaları kapsamında değerlendirildiğinde, gri çimento satış fiyatının mevsimsellik, talep, maliyet gibi ekonomik parametrelerle doğrudan ilişkisi ortaya konulamamıştır. Ayrıca ekonometrik tekniklerle yapılan simülasyon sonuçları da çoğu bölgede “birlikte kâr maksimizasyonu” davranışı ile hareket edildiğini ortaya çıkarmıştır. Etkinlik skorlarının maliyet ile ilişkisi ortaya konmuş ve yüksek etkinliğin düşük maliyetleri beraberinde getirdiği tespit edilmiştir. Öte yandan fiyat ile etkinlik ilişkisi incelendiğinde CEM I 42,5 türü açısından 45; tüm gri çimento türleri açısından ise 48 gözlem noktasında yüksek etkinliğe rağmen yüksek fiyat uygulandığı görülmüştür. Düşük etkinlikte çalışan firmalar da göz önüne alındığında, sektörde faaliyet gösteren firmaların etkinlik düzeylerini arttırmaları ve bu artışın rekabetçi bir piyasadan beklenen etkileri beraberinde getirmesinin sağlanması gerektiği düşünülmektedir.
Pazar paylaşımı iddiaları bakımından incelendiğinde, sektörün olması gereken rekabetçi düzeyin oldukça gerisinde olduğu ifade edilebilecektir. Bu yargının temel nedenini satış hacimlerinin dağılımı oluşturmaktadır. Yapılan analiz sonuçlarına göre şehirlerdeki çimento kullanımının yarıdan fazlası şehir içi terminallerden elde edilmiş; terminaller de tüm bölgelere satışlarının yarısından fazlasını bulunduğu şehre gerçekleştirmiştir. Ayrıca aynı tarihlerde bir şehre yapılan satışlardaki teşebbüs sayısının sıklıkla iki olduğu gözlemlenmiş; şehirlere satış yapan teşebbüs sayısındaki artışın fiyatlara düşüş yönünde baskı oluşturduğu ise tespit edilememiştir. Teşebbüslerin ülke genelindeki paylarının da genellikle simetrik bir seyir izlediği ve pazarın yaklaşık %50’sine beş teşebbüsün hakim olduğu görülmektedir. Tüm bu bulgular pazarın bölgesel ve hatta il bazında yoğunlaşmalar sergilediği değerlendirmesini güçlendirmekte, rekabetçi dinamiklerin ise etkin bir şekilde işlemediği tespitini gerektirmektedir
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.