Rekabet Bülteni’nin 71. Sayısı Yayımlandı.

Rekabet hukuku alanında gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki önemli karar ve gelişmelerin Rekabet Kurumu tarafından derlendiği bültenin 71. Sayısı, Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı.

2018 yılının Ekim ayından günümüze kadar olan dönemi kapsayan bültende yer alan gelişmeleri bizler de ilgili dönemde okuyucularımızla paylaşmıştık. Ancak içerikte yer verilen bazı rekabet düzenlemelerini -Kurum tarafından önemli görülen örnekleri belirtmesi bakımından- bir kez daha hatırlatmakta fayda olacağını düşünüyoruz:

  • Teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve kararlar, rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacı taşıdığı durumlarda 4054 sayılı Kanun’un ihlalini teşkil eder. Amaçlanan sonucun gerçekleşmiş olması gerekmez.
  • Teşebbüsler arası anlaşmaların değerlendirilmesinde tarafların sözleşmeye atfettikleri niteliğe değil, bu sözleşmenin hukuki sonuçlarına bakılır. Örneğin bir sözleşmenin “acentelik” adı altında yapılmış olması, teşebbüsler arası anlaşma sayılmasına engel olmayabilir.
  • Teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar; rekabeti sınırlayıcı etkileri olması durumunda kanun ihlali teşkil etse de “etkinlik kazanımı, tüketiciye fayda sağlanması ve rekabetin önemli ölçüde sınırlanmaması” gibi koşullar bulunduğunda ilgili anlaşmalara Kurum tarafından muafiyet tanınabilmektedir.
  • Hâkim durumda bulunan bir teşebbüsün, talebi etkileme potansiyeli taşıyan ve müşteri sadakati yaratmaya yönelik indirimlerinin “kötüye kullanma” sebebiyle kanun ihlali oluşturabileceği unutulmamalıdır.
  • Hâkim durumdaki bir teşebbüsün, maliyetin altında bir fiyatla satış yapması “kötüye kullanma” sebebiyle bir kanun ihlali yaratabilir.

Rekabet Bülteninde, bu konulara ek olarak yurt dışında yaşanan gelişmelere de yer verilmiştir.

  • Almanya Federal Mahkemesi, kartel oluşumlarına ve bunların rekabet ihlallerine yönelik rekabet kurulu kararları neticesinde açılan tazminat talepleri açısından; kurul kararlarının davacı lehine bir karine teşkil edeceği, ancak zarara dair ispat yükünün yine de davacı üzerinde olduğu yönünde karar vermiştir. Kısacası bu karara göre bir kartelin varlığı ve rekabeti ihlal etmiş oluşu, 3. Kişiler açısından zararın gerçekleştiğini ortaya koymaz ve doğrudan tazminat neticesi doğurmaz. Bir zarar olduğu ayrıca iddia sahibi tarafından ispat edilmelidir.
  • Fransız Rekabet Otoritesi, bir teşebbüs hakkında; ürünlerinin internet üzerinden satışını fiili olarak kısıtlamasının rekabeti engellediği gerekçesiyle 7 milyon avro cezaya hükmetmiştir. Bu gibi seçici dağıtım sistemlerinin, lüks ürünler açısından belirli koşullar altında* istisnaları olmasına rağmen rekabet ihlali teşkil edebileceği unutulmamalıdır. (*Ürün kalitesini korumak ve ürünün doğru şekilde kullanımını sağlamak açısından bu uygulamanın zorunlu olması gibi durumlarda lüks ürünlere muafiyet tanınabilmektedir.)
  • Avrupa Birliği’nde tüm tüketicilerin, konumlarından bağımsız olarak sağlayıcıların mal ve hizmetlerine aynı koşullarla erişebilmesini engelleyen uygulamalar (geo-blocking) yasaklanmıştır.

Yüksek teknoloji endüstrilerindeki birleşmelerin yenilikçilik üzerinde etkilerini inceleyen bir araştırma* neticesinde; birleşme öncesi rekabetin yoğun olduğu endüstrilerde birleşmelerin olumsuz sonuçlarının daha ağır olduğu ortaya konmuştur. Diğer taraftan birleşmelerin, ar-ge çalışmalarının düşük olduğu pazarlarda daha az olumsuz sonuç doğurmakta olduğu hatta bazı durumlarda rakip firmaları rekabete yöneltmek suretiyle yenilikçiliğe katkıda bulunabildiği belirtilmektedir. (*Yayımcı: International Journal of Industrial Organization, 63 (2019) Yazarlar: Justus Haucap, Alexander Rasch ve Joel Stiebale)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın